Başkan Lula da Silva’ya Açık Mektup

Başkan Lula da Silva’ya Açık Mektup

Ocak 11, 2023 0

Boaventura de Sousa Santos

Çeviren: Emrah Denizhan

Son okuma: Dicle Demir

Değerli Başkan Lula da Silva, 

30 Ağustos 2018’de sizi cezaevinde oldukça kısa süren ziyaretim süresince, canlılığını bugün de koruyan bir fikir ve duygu fırtınası yaşamıştım. Bu ziyaretimden kısa bir süre önce, Salvador da Bahia’daki Dünya Sosyal Forumu’nda birlikteydik. Kaldığınız otelin çatı katında, hakkınızda çıkan tutuklama kararı üzerine Jacques Wagner ile fikir alışverişinde bulunmuştuk. Sizin o günlerde, yargı sisteminin üzerinize bir heyula gibi çöken bu zalim kararı erteleyeceğine dair bir umudunuz vardı. Ben ise, belki de bir hukuk sosyoloğu olmam nedeniyle, bu ertelemenin olmayacağına ikna olmuş ancak bugörüşümde ısrar etmemiştim. Ancak sohbetin bir anında, sizin de benimle aynı şeyi düşündüğünüzü ve aynı şeyden korktuğumuzu hissetmiştim. Kısa bir süre sonra, o zamana kadar size göstermiş oldukları kibirli ve cebrî kayıtsızlıkla sizi tutuklamaya geldiler. ABD’nin uşağı (naif olmanın zamanı değil) yargıç Sergio Moro, üzerine düşen görevin ilk kısmınıtamamlamıştı. İkinci bölüm, ona sonrasında cumhurbaşkanı olabilmesi için kullanacağı platformu sağlayacak başkan adayı seçilinceye kadar sizi kilit altında tutmak ve izole etmek olacaktı. Görevinin bu üçüncü bölümü ise halihazırda devam etmektedir. 

Federal Polisi ve ceza soruşturmalarını iyileştirmeye dönük kapsamlı programınızın bir parçası olarak yapılan Federal Polis hizmet binasının girişinde, bu binanın açılışını on bir yıl önce Başkan Lula’nın yaptığını belirten plaketi okuduğumda bir soru kasırgasının etkisi altında bir ürperti hissetmiştim.Plaket orada unutulduğundan dolayı mı, yoksa zalimliğin bir nişanesi olarak mı bırakılmıştı? Tam da büyünün büyücünün aleyhine döndüğünü göstermek için mi? Yoksa iyi niyetli bir başkanın ülkeyi bir haydudun ellerine bıraktığını göstermek için mi? 

Bana cana yakın genç bir federal polis memuru eşlik etti ve dönüp şöyle dedi: Kitaplarınızı çok okuyoruz. Ürperdim ve şoke oldum. Eğer kitaplarım okunup anlaşılsaydı ne benim ne de Lula’nın burada olması gerekirdi. Bu minvalde bir şeyler geveledim, cevap hiç gecikmeden geldi: “Emirleri uyguluyoruz”.  Nazi hukuk kuramcısı Carl Schmitt’in kulakları çınlasın! Egemen olmak, hukuki olmasa bile bir şeyin hukuki olduğunu ilan etme ayrıcalığına sahip olmak ve iradenizi, işlevsel itaatin ve onu izleyen devlet terörünün önemsizleştirilmesinin normalliği dolayımıyla bürokratik olarak tarh etmektir. 

Değerli Başkan Lula, işte hücrenize bu halet-i ruhiyeyle vardım ve eminim ki o an içimde devam eden fırtınayı fark etmediniz. Sizi görünce sakinleştim. Nihayet haysiyetin ta kendisinin karşısında duruyordum ve insanlığın, sıradan ölümlülerin arzuladığı şey olmaktan henüz vazgeçmediğini hissettim. Sizi orada kuşatmış olan totaliter anormallik içinde her şey normaldi. Pencereler, egzersiz aletleri, kitaplar, televizyon. Konuşmamız da, avukatlarınız ve İşçi Partisi genel sekreteri Gleisi Hoffmann da etrafımızdaki diğer her şey gibi normaldiler. Latin Amerika’daki durum üzerine, imparatorluğun yeni (eski) saldırganlığı ve suni bir askeridarbeye dönüşmüş olan yargı sistemi üzerine konuşmuştuk. 

Kapı arkamdan kapanınca, hukuki manipülasyonlarla donanmış haydutların rehin aldıkları bir devletin yasadışı iradesinin ağırlığı üzerime çöktü. Kendimi, isyan ve öfke ile hapishane çıkışında basına açıklamalar yapmak zorunda olan bir kamu entelektüelinden beklenen iyi huylu performans arasında denge bulmaya çalışarak hazırladım. Durumu iyi kotardım, ancak gerçekte hissettiğim şey, Brezilya’nın özgürlüğünü ve onurunu hapsedilmiş olarak geride bıraktığımdı. Böylece imparatorluk ve onun hizmetindeki seçkinler Brezilya’nın muazzam doğal kaynaklarına erişim, sosyal güvenliğin özelleştirilmesi ve Çin ile rekabetin jeopolitiğine koşulsuz uyumu garanti altına alma gibi hedeflerigerçekleştirebiliyorlardı.

Bu yaşadığınız mahpusluk sürecindeki dinginlik ve ağırbaşlılık, imparatorlukların, özellikle de çökmekte olanların, tam da kısa vadeli düşündükleri için yanıldıklarınınbir ispatıdır. Sizi dünyanın en tanınmış siyasi tutsağı yapacak olan muazzam ve gittikçe büyüyen ulusal ve uluslararası dayanışma; Brezilya halkının, bu ülkede kısa vadede yok edilenlerin en azından bir kısmının orta ve uzun vadede yeniden inşa edilebileceğine inanmaya başladığını gösterdi. Hapsedilmeniz bu haklılığın itibarının bir bedeliydi; özgürlüğünüz ise bu haklılığın gerçeğe dönüşmesinin bir kanıtı olacak. 

Bugün size öncelikle 30 Ekim seçimlerindeki zaferinizden dolayı tebriklerimi iletmek için yazıyorum. Bu zafer, demokrasi tarihinde nadiren yaşanan olağanüstü bir başarıdır. Sık sık sosyologların geleceği değil, geçmişi öngörmede mahir olduklarını söylerim, ama bu sefer yanılmadım. Ancak bu durum, bugün size söylemem gereken şeyler hakkında eminolmamı sağlamıyor. Bu değerlendirmelerimi, kişisel olarak sizin için ve üstlenmek üzere olduğunuz görev için en iyi dileklerimin bir ifadesi olarak kabul edin.

1. Seçilmenizle birlikte Brezilya’da her şeyin normale döneceğini düşünmek vahim bir hata olur. Öncelikle, Bolsonaro’dan önceki durum, şu anda olduğundan daha az olsa bile, en savunmasız kesimler için çok güvencesizdi. İkinci olarak ise, Bolsonaro Brezilyatoplumuna onarılması güç bir zarar verdi. Avrupa sömürgeciliğine maruz kalmış bir topluma özgü şiddetin közlerini yeniden alevlendirerek toplumsal bir gerilememeydana getirdi: bireysel mülkiyete tapınma ve bunun sonucunda gelen sosyal dışlanma, ırkçılık ve cinsiyetçilik; hukukun üstünlüğünün yasadışılıkla bir arada var olması için Devletin özelleştirilmesi; ve bu kez neo-Pentekostal Evanjelizm biçiminde tezahür eden dışlayıcı bir din. Sömürgeci bölünme, aşırı sağa özgü olan dost/düşman, biz/onlar kutuplaşması kalıbında yeniden harekete geçirilmekte. Bununla Bolsonaro, eğitimsel ve demokratik arabuluculuğu zorlaştıran radikal bir kopuş yaratmış oldu. İyileşme yıllar sürecek.

2. Önceki not orta vadede yaşanacak olanlara işaret ediyorsa da gerçek şu ki, başkanlığınızı kısa vadede yaşanacak olanlar belirleyecek. Bolsonaro açlığı geri getirdi, devleti mali açıdan yıkıntıya uğrattı, ülkeyi sanayisizleştirdi, yüz binlerce COVID kurbanının umarsızca ölmesine izin verdi ve Amazon’u yok etme sözü verdi. Acil durum eylem tarzı, en iyi hareket ettiğiniz ve en başarılı olacağınızdan emin olduğum tarzdır. Sadece iki uyarım olacak. Şüphesiz başarılı bir şekilde öncülük ettiğiniz politikalara geri döneceksiniz, ancak dikkat edin, koşullar şimdi çok farklı ve öncekine kıyasla daha olumsuz. Diğer yandan, her şey, acil durum önlemlerinden yararlanan sosyal sınıflardan siyasi minnet beklemeden yapılmalıdır. Devlete mahsus kişisel olmayan fayda sağlama yolu, insanların faydalarda kişisel erdemlerini veya haklarını görmelerini sağlar; bu faydaları mümkün kılanların liyakatini veya yardımseverliğini değil. Bu tür önlemlerin ne kişisel liyakatten ne de bağışçıların yardımseverliğinden kaynaklanmadığını, aksine siyasi alternatiflerin ürünü olduğunu göstermenin tek bir yolu var: vatandaşlık eğitimi.

3. Bolsonaro’nun beraberinde getirdiği gerici dalganın en zararlı boyutlarından biri, marjinalleştirilmiş sosyal grupları (Yoksul, Siyah, Yerli, Roman, LGBTQI+) hedef alan ve sosyal dokuya kök salmış olan haklar karşıtı ideolojidir. Eşitsizliğin bu denli yaygın olduğu bir toplumda yaygın bir haysiyetin güvencesi olarak sosyal, ekonomik ve kültürel haklar politikasına sıkı sıkıya bağlı kalmak, bugün demokratik hükümetlerin temel ilkesi olmalıdır. 

4. Uluslararası bağlamı üç büyük tehdit belirlemektedir: tekrarlayan salgınlar, ekolojik çöküş, olası üçüncü dünya savaşı. Bu tehditlerin her biri küreseldir, ancak siyasi çözümler ağırlıklı olarak ulusal ölçekle sınırlı kalmaktadır. Brezilya diplomasisi, ister bölgesel (Latin Amerika iş birliği) ister küresel (BRICS) olsun, geleneksel olarak anlaşma yolları arayışında örnek olmuştur. ABD’nin egemen olduğu, henüz tamamen ortadan kalkmamış tek kutuplu bir dünya ile henüz tam olarak doğmamış çok kutuplu bir dünya arasında bir ara dönemde (interregnum) yaşıyoruz. Bu ara dönemde yaşama halini, örneğin, küreselleşmenin yavaşlamasında ve korumacılığın geri dönüşünde, serbest ticaretin dost ortaklarla ticaret ile kısmen değiştirilmesindegörebiliyoruz. Tüm devletler resmi olarak bağımsızlığını korurlar, ancak sadece birkaçı egemendir. Ve Avrupa Birliği ülkeleri bile bu egemenler arasında sayılmaz. Çin ABD’nin büyük ortağıyken hükümetten ayrıldınız ve Çin ABD’nin en büyük rakibi olduğunda göreve geri dönüyorsunuz. Çok kutuplu dünyanın her zaman destekçisi oldunuz ve Çin bugün Brezilya’nın yalnızcaortağı olabilir. ABD ile Çin arasında büyüyen soğuk savaş göz önüne alındığında, Biden ile Lula arasındaki balayının uzun sürmeyeceğini tahmin ediyorum.

5. Bugün, giderek gerginleşen çatışmaların riski altında bulunan bir dünyada etkili bir arabulucu olmanızı sağlayacak bir itibara sahipsiniz. Avrupa Birliği ülkelerinin B planı olmadan çatışmanın ABD versiyonunu benimsediği ve bu nedenle de kendilerini ABD’nin egemen olduğu tek kutuplu dünya ile aynı kadere mahkûm ettikleri bir dönemde, halklarının acilen barışa ihtiyaç duyduğu iki ülke arasında, Rusya/Ukrayna çatışmasında, arabulucu olabilirsiniz. Ayrıca Venezüella’nın izolasyonu ve Küba’ya karşı utanç verici ambargonun sona erdirilmesi konusunda güvenilir bir arabulucu olacaksınız. Bütün bunları başarmak için, iç cepheyi sakinleştirmelisiniz. En büyük zorluk da burada yatıyor.

6. Sürekli istikrarsızlaştırma tehdidiyle yaşamak zorunda kalacaksınız. Bu, aşırı sağın işaretidir. Aşırı sağ, neoliberal kapitalizmin minimum demokratik usullerle bir arada var olmadaki acziyeti ile uyum içerisinde olan küresel bir harekettir. Küresel olmasına rağmen, her ülkede muayyen özelliklere sahiptir. Genel amaç, kültürel veya etnik çeşitliliği siyasi veya dini kutuplaşmaya dönüştürmektir. Hindistan’da Hindular ve Müslümanlar arasında olduğu gibi, Brezilya’da da, Katolikler ve Evanjelistlerin arasında veya köktendinci Hıristiyanlar ile Afrika kökenlilerin dinleri arasında oluşan kutuplaşmayıdini bir savaş karakterine büründürme riski vardır. Din savaşlarında uzlaşma neredeyse imkansızdır. Aşırı sağ, asıl gerçeklikle herhangi bir yüzleşmeye bağışıklık kazanmış bir paralel gerçeklik yaratır. Aşırı sağ, bu paralel gerçeklik temelinde en acımasız şiddeti haklı çıkarabilir. Asıl amacı, başkanlık görev sürenizin barışçıl bir şekilde tamamlanmasını engellemektir.

7. Şu anda ABD’nin desteğine sahipsiniz. Tüm ABD dış politikasının iç siyaset tarafından belirlendiği iyi bilinmektedir. Başkan Biden, Başkan Lula’yı savunarak, aslında 2024’teki olası rakibi Trump’a karşı kendini savunduğunu gayet iyi biliyor. Öyle ki bugün ABD, demokrasi oyunu ile ABD nüfusunun yaklaşık %25’ininhala Joe Biden’ın 2020’deki zaferinin bir seçim hilesisonucu olduğuna inandıracak kadar güçlü plütokratik bir aşırı sağın bir arada var olduğu, dünyanın en parçalanmış toplumudur. Bu aşırı sağ her şeyi yapmaya hazır. Onların saldırganlığı, Temsilciler Meclisi’ndeki Demokratların lideri Nancy Pelosi’yi kaçırma ve işkence etme girişimleriyle ispatlanmıştır. Bir düşünelim: Rusya’da rejim değişikliği yapmak ve Çin’i durdurmak isteyen bu ülke, en önemli siyasi liderlerinden birini koruyamıyor. Dahası, saldırıdan hemen sonra, eylemi haklı çıkarmak için bir dizi sahte haber dolaşıma sokuluyor ki bu, Brezilya’da da gayet olabilecek bir şey. Dolayısıyla, bugün ABD ikili bir ülkedir: Brezilya demokrasisini savunmayı vaat eden resmi ülke ve ABD’de başarmak istediklerini prova etmek için Brezilya demokrasisiniyıkmayı vaat eden gayri resmi ülke. Aşırı sağın resmi ülkenin politikası olarak başladığını hatırlayalım. Aşırı muhafazakâr Evanjelizm, kurtuluş teolojisinin “isyancı potansiyeli” ile mücadele etmek için bir Amerikan projesi olarak başladı (1969 Rockefeller raporuna bakınız). Dürüst bir şekilde söylemek gerekirse, Papa II. Jean Paul uzun zamandır bu Evanjelizmin ana müttefikiydi. 

8. Brezilya, 2014’ten bu yana, halk sınıflarının hükümetlerinizle elde ettiği ilerlemeye karşı elitlerin tepkisi olarak devam eden bir darbe sürecinden geçmektedir. Bu süreç sizin seçim zaferinizle sona ermedi, sadece ritmi ve taktikler değişti. Bu süre zarfındave özellikle son seçim döneminde, çok sayıda hukuksuzluğa ve hatta neredeyse doğallaşmış bir cezasızlıkla işlenen siyasi suçlara tanık olduk. Hükümet başkanı tarafından işlenen birçok suçun yanı sıra, örneğin, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik güçlerinin üst düzey üyelerinin darbe çağrısı yaptığını ve bu kişilerin görevindeyken bir cumhurbaşkanı adayını açıkça desteklerini gördük. Bu tür darbe davranışları yargıtarafından cezalandırılmalı ya da bu kişiler zorunlu emekliliğe ayrılmalıdır. Herhangi bir af fikri, gerekçeleri ne kadar asil olursa olsun, başkanlığınızın yolunda bir tuzak olacaktır. Sonuçları ölümcül olabilir.

9. Siyasetinizi sol ya da sağ olarak nitelendirmeye yüksek bir öncelik vermediğiniz iyi bilinmektedir. İlginçtir ki, Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro seçilmeden kısa bir süre önce, kendisi için önemli olan ayrımın sol ve sağ arasında değil, yaşam politikaları ile ölüm politikaları arasında olduğunu belirtmişti. Bugün Brezilya’da yaşam politikaları samimi ekolojik politikalar, ırksal ve cinsel adalet, işçi hakları, halk sağlığı ve eğitime yatırım, yerli halkların ayrılmış topraklarına saygı ve halihazırda yürürlüğe girmesi beklenen sınır belirlemelerin sürdürülmesidir. Tarımsal monokültür ve doğal kaynak Ekstraktivizminden, Brezilya’da oldukça canlı olan köylü, aile, kooperatif, sosyal dayanışma, yerli, nehir ve quilombola ekonomileri ile kapitalist ekonomi arasındaki farklı sosyo-ekonomik mantıklara ve erdemli eklemlenmelere saygı gösterilmesini sağlayan çeşitlendirilmiş bir ekonomiye kademeli ama sağlam bir geçiş gereklidir.

10. Hoşgörü hali oldukça kısadır. Yüz gün bile sürmez (bkz. Şili’den Gabriel Boriç). Sizi seçen insanları kaybetmemek için her şeyi yapmalısınız. İlk günlerde sembolik politikaesastır. Bir öneri: Siyaset yapmanın başka, daha demokratik ve daha katılımcı bir yolu olduğuna dair kesin bir işaret vermek için Ulusal Konferansları (aşağıdan yukarıya katılımcı demokrasi üzerine kurulu) derhal eski haline getirin.

Kaynak: https://criticallegalthinking.com/2022/12/05/open-letter-to-president-lula-da-silva/