Komünizm ve Haklar Üzerine (VI)
Costas Douzinas Çev.: Yusuf Enes Karataş 1989 sonrası dünyada hakların kapsamı genişledi ve günlük varoluşun neredeyse her alanına dokunmaya başladı. Demokrasi bir dizi hakkın kullanılması olarak sunulur; politik öncelikler ve kararlar, hakların kapsamının genişletilmesi ve yayılmasını şeklini alır; ceza hukuku mağdurların haklarını, ticaret hukuku müşterilerin haklarını, kamu hukuku vatandaşların haklarını korur. Haklar, vergilendirme ve sağlık…
İnsan Hakları Üzerine Yedi Tez
Costas Douzinas Çev: Cevher Elgin (1) İnsanlık Fikri 1. Tez: “İnsanlık” fikrinin belirli bir anlamı yoktur ve ahlaki ya da hukuki kuralların kaynağı olamaz. Tarihsel olarak bu fikir insanları tam insan, daha az insan ve insan olmayan olarak sınıflandırmak için kullanılmıştır. Diyelim ki “insanlık” hukuki ve ahlaki kuralların normatif kaynağı, o hâlde “insanlığın” ne olduğunu…
Komünizm ve Haklar Üzerine (V)
Komünizm fikri, adikia’nın modern hâli olan kapitalizme bir yanıttır. Normlar ve düsturlar, radikal değişimi ve onun militan öznelerini hazırlamada rol oynar mı?
Komünizm ve Haklar Üzerine (IV)
Şu ana dek bulunabilen en eski Yunanca metin olan Anaksimandros’un fragmanlarında “ancak şeylerin ölümü kaçınılmaz olarak kökenlerinin bulunduğu yerde gerçekleşir, zira zamanın hükmüne göre yargılanırlar ve aidika’ları (kopuklukları, altüst oluşları ve adaletsizlikleri) için birbirlerine tazminat öderler (didonai diken)” diye yazar.
Birikim ve Yargı Yetkisi
Rosa Luxemburg’un en büyük katkılarından biri, kapitalizmin kendisinden önceki üretim sistemlerinden dahi daha şiddetli bir rekabet alanında varlığını sürdürdüğüne ilişkin ısrarıydı. Öyle ki, şiddetin ancak küresel kapitalizmin gelişmesiyle büyüdüğünü belirterek kapitalizmden önceki üretim sistemlerinin daha şiddetli bir rekabet alanında var olduğuna ilişkin iddianın tersini iddia etmişti.
Komünizm ve Haklar Üzerine (III)
Hakların paradoksal işleyişini en çok vurgulayan Marksist filozof Ernst Bloch’tur. Bloch, Marx’ın haklar eleştirisinin ana unsurlarını korur, ancak doğal hukuk geleneğinde tarihi olarak değişik formlara bürünse de tahakküme, baskıya direnmek ve “insanın dik yürüyeceği” bir toplumu hayal etmek, bu uğurda savaşmak ve bu savaşı kazanmak adına ebediyen insanda mevcut olan hasleti bulur. Sömürüye son verilmeden insan haklarının hakiki bir temeli olamaz ve haklara saygı gösterilmeden sömürüye gerçek manada son verilemez.
Gül Köksal’la “Hukuka Eleştirel Bakış ve Kent Hakkı” üzerinde konuştuk.
Podcast serimizin bu bölümünde Doç. Dr. Gül Köksal’la “Hukuka Eleştirel Bakış ve Kent Hakkı” üzerine konuşuyoruz.
Komünizm ve Haklar Üzerine (II)
nsan hakları tarihi, liberal kutsanış ile Marksizm ve komüniteryanizmin reddi arasındaki çatışma ile karakterize edilmiştir. İnsan hakları Janus gibidir, sunabileceği şeyler paradokslardan ibarettir. Özgürleştirebilir ve hükmedebilir, koruyabilir ve kontrol edebilir. Bu muğlak tutum yakın zamana kadar radikal haklar teorisine nüfuz etti ve Janus’un geriye bakan yüzü zaman içerisinde belirgin hâle geldi.
Komünizm ve Haklar Üzerine (I)
Seksenler ve doksanlarda, Gulag ifşaatları ve komünist devletlerin çöküşüyle sarsılan Marksist entelektüeller, insan haklarına sempati duymaya başladılar. Claude Lefort, Jean-Francois Lyotard, Etienne Balibar ve Jacques Rancière bu akıma katılanlar arasındaydı. Bu akımın yükselişi, liberal kapitalistlerin “tarihin sonu” palavraları ve Fransız Devrimi’ni başarısızlığın, terörün ve totaliterliğin simgesi hâline getiren revizyonist tarih yazımıyla aynı zamana denk geldi. Sol için bir yenilgi ve demoralizasyon dönemiydi. Radikal düşüncede katı olan her şey buharlaşmaya başladı.
Kadın, Yaşam, Özgürlük ve Sol
Yakın tarihli küresel dört haber, cinsiyet veya toplumsal cinsiyet politikalarının mevcut iktidar yapılarına nasıl meydan okuyabileceğini veya onları nasıl pekiştirebileceğini göstermek suretiyle kadınların güçlenmesinin çeşitlerini su yüzüne çıkarmakta. Batılı liberaller için bu dinamikleri anlamak, yeni sağı geri püskürtmek için bir hayli önemli olacak.