Zapatista Otonomisi: Eksik* Bir Deneyim mi? (III)
Zapatista deneyiminde tanık olduğumuz otonomi perspektifi ile yakın zamanda formüle edilmiş eksiklik/yok ediş tezi arasındaki olası yakınlaşmaları, ikisi arasındaki bariz farklılıkların üzerini örtmeden, incelemeyi öneriyoruz. Eksiklik/yok ediş ile iktidarı temelinden yoksun bırakmak ve onu işlevsiz kılmayı kastediyoruz; bu, aynı zamanda (yeni kurulmuş bir gücün ele geçirilmesini haklı çıkarmaya hizmet eden bir kurgu olan) kurucu iktidar hipotezine “hiçbir zaman kurulmuş bir iktidara dönüşmeyen” yok edici bir potansiyelle karşı çıkmayı da içerir.
Hayvan Çiftliğine İkinci Ziyaret: Feminist Bir Alegori
Isırgan Çiftliği’nde yaşam kolay, Patrick Arkey ince bir çiftlik sahibi değildi. Bu duruma, gördükleri günlük eziyetlere rağmen hayvanlar dava arkadaşlığını sürdürebilmek adına birbirlerinden ayrılmama taraftarıydılar. Elbette, sıkıntılar vardı.
Zapatista Otonomisi: Eksik* Bir Deneyim Mi? (II)
Zapatista otonomisini, Meclislerin mutlak önceliğini ve herkesin karar alma sürecine eşit katılımını varsayan bütünüyle yatay bir örgütlenmemişçesine okumaktan kaçınmak önemlidir. Elbette, mandar obedencio, politik işlerin uzmanların elinde toplanmasına yol açan ve insanları kolektif karar verme kapasitelerinden yoksun bırakan bir aygıt olarak devlet mekanizmasını karakterize eden iktidar ilişkisinden radikal bir kopuştur. İnsanlar ve hükümet arasındaki ilişkinin hâlâ emretme ve itaat etme terimleriyle ifade edildiğini görmek şaşırtıcı olsa da bu iki karşıt ilişkiyi paradoksal bir biçimde ilişkilendirmenin, anlamlarını altüst ettiğini kavramak önemlidir:
Zapatista Otonomisi: Eksik* Bir Deneyim Mi? (I)
Jérôme Baschet Çev.: Yusuf Enes Karataş Zapatistalar, 1994 yılında gerçekleştirdikleri ayaklanmadan bu yana Meksika’nın Chiapas eyaletinde otonom bir devrimci örgütlenme ve yönetim kuruyorlar. Bakışlarımızı, maskesinin ardına sakladığı yüzünü asla göstermeyen Subcomandante Marcos imgesinde mistikleşen Zapatista(lar) algısının ötesine çevirdiğimizde fazlasıyla ayrıntılı bir örgütlenme modeli ile karşılaşıyoruz. Sizlerle üç kısım şeklinde paylaşacağımız bu yazı Zapatistaların ideolojik ve…
Eleştirel Hukukçu Kafka (1): Yasanın Önünde
“En çılgın halindeki bürokrasiyle travmatik bir karşılaşmadan daha ‘ilahi’ ne olabilir ki? Mesela bir bürokratın bize yasal olarak var olmadığımızı söylemesinden? Tanrı gibi bürokrasi de mutlak güce sahip, akıl sır ermez, değişken, her an her yerde görünmezdir. Kafka bürokrasi ile ilahi olan arasındaki bu derin bağın gayet bilincindeydi.
Ceza Yaptırımına Dair Sömürgecilik Karşıtı Feminist Bir Eleştiri
Çağdaş cezai genişleme, sadece neoliberal bir mirasa sahip değil, o hâlde ilerici siyasi söylemler yoluyla gelişen cezaları nasıl anlamlandıracağız? Bu yazıda sizlere, çağdaş cezai genişlemeyi inceleyebilmek için sömürgecilik karşıtı feminist bir bakış açısı ve Küresel Güney’de hapsetme adaleti çağrısı önerisinde bulunuyorum.
Cemil Ozansü’yle “Rusya-Ukrayna Savaşı ve Uluslararası Hukukun Krizi” Üzerine Konuştuk
Podcast serimizin bu bölümünde Rusya-Ukrayna savaşını ve uluslararası hukuku, tarihsel ve toplumsal süreçlerle ilişki kuran, eleştirel bir perspektifle inceliyoruz.
EHÇT Tartışma Atölyesi yayında!
Eleştirel Hukuk Çalışmaları Topluluğu olarak gerçekleştirdiğimiz ve Kennedy’in “…Schmitt’e öykünerek, siyaset başka araçlarla hukuktur…” ifadesini tartıştığımız ilk atölyemizin yazılı halini artık sitemizden okuyabilirsiniz.20 Haziran 2022 tarihindeki söz konusu atölye Buket Karaman’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Atölyeye Topluluk bileşenlerinden Arca Alpan, Emre Şimşek, Ertuğrul Uzun, Ezgi Duman, Irmak Kepenek, Kıvılcım Turanlı, Yusuf Enes Karataş katıldı.Bizler için son derece…
Kasım Akbaş’la “Hukuka Eleştirel Bakış” Üzerine Konuştuk
Hukuk hakkında düşünmek hayat hakkında düşünmektir. Teorisiyle, pratiğiyle ve uygulayıcılarıyla tüm bireyselliğimizi ve toplumsallığımızı kavrayan “hukuk”a eleştirel bakmak sadece hukuk hakkında değil dünümüz, bugünümüz ve yarınımıza eleştirel bakmayı gerektirir. Podcast serimizin ilk bölümünde Dr. Kasım Akbaş ile hukuka eleştirel bakışın ve bu bakışın ne anlama geldiğinin dününü, bugününü ve yarınını konuşuyoruz.